25 Ocak 2015 Pazar

411 Numaralı Oda - 4

"...Çok uzun zamandır, istisnasız her sabah, aynı saatte evimden çıkarak işyerime giden bu yolu yürümüştüm. Hayatımın en önemli ezberlerinden birisi de buydu. Aynı saatte uyan, aynı saatte evden çık, aynı yolu yürü... Bütün hayatım, evim ve işyerim arasındaki bu yoldaydı neredeyse. Bu yolda bulunan her evi, her sokağı, kısacası var olan her şeyi bilirdim. En ufak bir değişikliği gözden kaçırmam mümkün değildi. Bir şeyleri düşündüğüm, hayal ettiğim, hatırladığım tek zaman dilimi burada yürürken geçirdiğim süreçti ve ben bunları yaparken meydana gelen bütün dalgınlığıma rağmen, ayaklarım kendi kendine o yolu yürürdü. Hayata dair bu kadar keskin alışkanlıklar... Bazen kendimi anlamakta güçlük çekerdim. Yani bir alttaki sokaktan yürümek ne kadar kötü olabilirdi ki? Yapamadım. O güne kadar o yoldan farklı bir yolu hiç yürüyemedim. Senelerdir aynı semtte yaşıyordum ama yürüdüğüm bu yol dışında etrafta ne olup bittiğine dair en ufak bir fikrim yoktu. Birileri benle ilgili bir şeyler merak edip soracak olsa vereceğim cevap "şu sokakların dili olsa da konuşsa" olurdu. Zaten çok küçük olan yaşamım, bu alışkanlıklarla daha da küçülmüştü. Mutsuz değildim, alışmıştım. Belki de korkuyordum. Adını koymakta zorlanıyordum ama bu böyleydi. Bu durumun değişmemesi için de çok fazla şeyden fedakârlık yapabilirdim..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder