17 Ekim 2014 Cuma

Raif Efendi 'nin Defteri

Kürk Mantolu Madonna 'yı okuyorum da tam şu an, Raif Efendi 'nin ölmeye yakın imha etmek istediği defterinden bahsediyor. Defterin akıbetini henüz öğrenebilmiş değilim ama yıllar önce benden başka kimsenin okumasını asla istemeyeceğim günlüğümü imha edişim geldi aklıma. Farkında olmasak da bazen birbirimize ne kadar çok benziyoruz.

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Belki Birkaç Kalem, Belki Biraz Kağıt

Buraları bırakıp gideli biraz zaman oldu. Belki biraz askerdeydim, belki biraz uzaktım, belki biraz işim vardı, belki biraz da acele edip bir şeylere yetişmeliydim. Yazmayı unuttum mu diye kendime sormak için doğru zaman aslında ama kalem ile kağıdın kıymetini anlayıp oralara dönme zamanıydı birazcık.

Çok şey öğrendim bu boşlukta. Herkes için adalet diye bir şey olmadığından tutun, insanların neleri hak edip neleri hak etmediği sorgusuna kadar pek çok şey. Bunların hepsi kendini pazarlamak için var demi, yani bütün bu yazılar, fotoğraflar, paylaşımlar. Neden insanlara yazayım ki, düşündüklerimi insanlar neden okusun ki, kime ne ispatlayıp, kiminle ne fikir alışverişinde bulunuyoruz ki biz burada. Kalem kağıt iyidir usta kimsenin benim yazdıklarımı okumaya ihtiyacı yok, kimsenin merak ettiğini de zannetmiyorum zaten. Kalemlerim var benim, onlarca hatta yüzlerce boş sayfam... Ne işim var benim burada daha doğrusu bizim ne işimiz var burada?